
24 Milyar Kilometre Uzaklıktan Voyager 1’e Hayat Mesajı

Bu kritik adım, uzay aracının halen faal olan ana itici grubundaki yakıt hatlarında biriken kalıntıların potansiyel tıkanma riskini bertaraf etmek amacıyla gerçekleştirildi. Bu durum, uzay aracının antenini Dünya’ya doğru sabit tutma görevini tehlikeye atıyor ve 50 yıllık kesintisiz iletişimin kopma riski gündeme geliyor.
47 yıllık zor bir görev
1977 yılında uzaya gönderilen Voyager 1, şu anda saatte yaklaşık 56.000 kilometre hızla yıldızlararası uzayda ilerliyor. Görevi süresince birçok teknik engeli aşarak bilim dünyasına önemli veriler sağlayan Voyager 1, şimdi 47. yaşına yaklaşırken yeni bir mühendislik başarısına daha imza attı.
Aracın yönlendirme sistemi, antenin Dünya’ya sabit kalması ve bilimsel verilerin aktarımı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu yönlendirme, küçük iticilerle sağlanıyor. “Roll” hareketi olarak bilinen döngü hareketi, Voyager’ın yıldız izleyici sistemini bir referans yıldızına sabitleyerek yönünü korumasında yardımcı oluyor. Bu sistem hem birincil hem de yardımcı iticiler ile destekleniyor.
Ancak Voyager 1’in birincil roll iticileri 2004 yılında iki küçük dahili ısıtıcının arızalanması nedeniyle devre dışı kaldı. Mühendisler o zamanlarda sağlam durumda olan yedek roll iticilerine geçerek görevi başarıyla sürdürdüler.
Riskli ve yenilikçi bir müdahale

Bu gelişme, Voyager 1’in yönlendirme yeteneğini artırmakla kalmadı; aynı zamanda potansiyel bir iletişim kopması öncesinde kritik bir güvenlik adımı oldu. Zira 4 Mayıs itibarıyla Dünya’dan Voyager’lara komut gönderen ana anten sistemi aylarca sürecek bir bakım dönemine girecekti. Şubat 2026’ya kadar sürecek bu çalışmada anten, yalnızca Ağustos ve Aralık aylarında kısa sürede aktif olabilecekti.
Bu nedenle mühendislerin kısıtlı bir zaman dilimi vardı: Roll iticiler devreye alınmalı ve sistem güvenli bir şekilde çalışır hale getirilmeliydi. Aksi halde, Ağustos’taki kısa iletişim penceresine kadar Voyager 1’in yedek iticilerinde ciddi tıkanıklıklar yaşanabilir, bu da uzay aracının yön kaybetmesine ve Dünya ile olan bağlantısını koparmasına sebep olabilirdi.
Hassas hesap, yüksek risk
Plan oldukça karmaşıktı. Uyku durumundaki iticiler açılmalı, ısıtıcılar onarılmalı ve bütün sistem aynı anda yeniden devreye alınmalıdır. Ancak bu süreçte, Voyager 1’in yıldız izleyici sistemi hedef yıldızdan fazla saparsa, otomatik bir güvenlik mekanizması devreye girecek ve henüz ısınmamış iticilerin ateşlenmesine neden olabilecekti. Bu da potansiyel bir patlamayı tetikleyebilir.
Bu sebeple ekip, yıldız izleyici sisteminin son derece hassas bir şekilde yönlendirilmesini sağladı. Ardından komutlar Voyager 1’e gönderildi. Bu komutların uygulanıp uygulanmadığını öğrenmek için Dünya’ya dönmesi gereken sinyallerin 23 saatlik bir yolculuk yapması gerekiyordu. Yani tüm bu süreç aslında bir gün öncesinde yaşanmıştı ve başarı ya da başarısızlık çoktan gerçekleşmişti.
Beklenilen haberi getiren sinyal 20 Mart’ta geldi. Görev ekibi, roll iticilerinin ısıtıcılarında belirgin bir sıcaklık artışı kaydetti. Bu, onarımın başarılı olduğu anlamına geliyordu.
Voyager 1 ve kardeşi Voyager 2, Güneş Sistemi’nin dışına çıkan ilk insan yapımı araçlar olarak tarihe adlarını yazdırmıştı. Tüm bu gelişmelere rağmen yollarına devam ediyorlar. Voyager 1, 2012 yılında, Voyager 2 ise 2018’de yıldızlararası boşluğa ulaştı. Her iki araç da şimdiye kadar toplamda 46.7 milyar kilometre mesafe kat etti.
Kaynakça