Sinema & Dizi

Yeni Vegas yolculuğu öncesi hafıza tazeleme rehberi

Prime Video’nun büyük yankı uyandıran Fallout dizisinin ikinci sezonu için geri sayım başladı. Bu hikâyenin devamı 17 Aralık’ta izleyiciyle buluşacak ve hayranlar uzun bir aradan sonra nihayet New Vegas‘ın karanlık ama aynı zamanda büyüleyici atmosferine geri dönecek.

Öncelikle belirtelim; bu yazı ilk sezon hakkında önemli spoiler içermektedir. Eğer diziyi henüz izlemediyseniz ve sürprizlerinizi bozmak istemiyorsanız, bu noktadan sonra dikkatli okumalısınız.

Lucy MacLean

Ella Purnell’in olağanüstü performansıyla canlandırdığı Lucy MacLean, dizinin tartışmasız başrolü ve bu karanlık evrende iyiliğin sönmeyen ışığı olarak öne çıkıyor. Hikâyemiz, Lucy’nin Vault 33’te doğup büyümesi ve komşu Vault 32’den bir adayla evliliğe gönüllü olmasıyla başlıyor. Fakat düğün günü, damat tarafının sığınağı işgal eden yağmacılar olduğunu öğrenince bir trajediye dönüşüyor ve Lucy’nin babası kötü niyetli Lee Moldaver tarafından kaçırılıyor.

Bu olay, Lucy’yi babasını kurtarmak için güvenli yuvasını terk etmeye zorlar. Sığınaktakilerin tüm itirazlarına rağmen, Çorak Topraklar’a adım atan kahramanımızın yolu, Enclave’den firar eden Dr. Siggi Wilzig ve onun deney köpeği CX404 ile kesişir. Doktorun boynunda taşıdığı gizemli mavi cihaz, hemen hikâyenin merkezinde bir kilit nokta haline gelir.

Wilzig’in peşinde Brotherhood of Steel ve Walton Goggins’in canlandırdığı acımasız Ghoul gibi kelle avcıları bulunuyor. Filly kasabasında ağır yaralanan doktor, Lucy’den tüyleri diken diken eden bir ricada bulunuyor: Kafasını kesip Moldaver’a götürmesini istiyor. Çünkü babasını geri alabilmek için Moldaver’ın tek isteği bu kafa ve içindeki cihaz.

Bunu babasına kavuşmak için bir bilet olarak gören Lucy, teklifi kabul edip kesik kafayla yola çıkıyor. Ancak işler beklediği gibi gitmiyor; kafa bir Gulper tarafından yutuluyor ve kendisi de Ghoul tarafından yakalanıp bu yaratığı avlamak için yem olarak kullanılıyor.

Zorlu bir mücadelenin ardından Ghoul’un elinden kurtulan Lucy, Brotherhood Yaveri Maximus ile karşılaşıyor. İkili, şimdi başka bir yaver olan Thaddeus’un eline geçen kafayı geri almak için güçlerini birleştirip yola devam etme kararı alıyor.

Emaneti geri alıp nihayet Moldaver’ın üssüne ulaştıklarında, Lucy’nin dünyası başına yıkılıyor. Babası Hank ile Moldaver’ın, bombalar düşmeden önce tanıştıkları ortaya çıkıyor. Ayrıca, annesi Rose gerçeği öğrenip çocuklarıyla kaçarak Shady Sands’e sığınmış; ama Hank onları bularak şehri nükleer bombayla yok ederek Rose’u vahşi bir ghoul’a dönüştürmüş.

Lucy, kafayı Moldaver’a teslim ediyor ve içindeki cihaz sayesinde soğuk füzyon reaktörünün çalıştırılmasıyla Çorak Topraklar’ın bir kısmına yeniden elektrik veriliyor. Moldaver ölmeden görevini tamamlıyor; ancak babasını reddeden Lucy, kaçan Hank’in peşine düşmek üzere Ghoul ile beklenmedik bir ortaklığa adım atıyor. Gerçekten nefes kesici bir yolculuktu!

The Ghoul – Cooper Howard

Dizinin en etkileyici karakter gelişimini yaşadığımız isim, Walton Goggins’in canlandırdığı Ghoul. Hikâyemiz, onun henüz insan olduğu zamanlarda, ünlü aktör Cooper Howard olarak bir çocuk partisinde kovboy şovu yapmasıyla başlıyor. Ancak eğlence, nükleer bombaların düşmesiyle bir kaosa dönüşüyor; Cooper, kızını kucakladığı gibi at sırtında kıyametten kaçmaya çalışıyor.

İnatçı kovboyumuz, kesik kafayı taşıyan Lucy’i yakalamayı başarıyor. Hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu ilaçları alabilmek adına onu organ tacirlerine satmaya yeltense de bedeni iflas edip yere yığılıyor. Lucy, kaçma şansı varken ona merhamet gösterip ihtiyacı olan flakonları bırakarak aralarındaki dinamiği kökten değiştiren bir hamle yapıyor.

Ghoul, geçmişte işlediği suçlar yüzünden bir şerif tarafından esir alınsa da kurtulmayı başarıp Moldaver’ın klanının yerini tespit ediyor. Sezon finalindeki büyük yüzleşmede Hank ve Rose hakkındaki sırların açığa çıkışına tanıklık ediyor. Aslında çoğu detayı bilse de, karısının Vault-Tec içerisindeki yüksek pozisyonu, ailesinin hâlâ hayatta olabileceği umudunu yeşertiyor.

Hedefleri ortak olduğu için Lucy’i yanına yoldaş olarak davet ediyor. İkili, Hank’i ve muhtemelen Cooper’ın ailesini bulmak umuduyla rotayı New Vegas’a çeviriyor. Bölümler arasında serpiştirilen flashback sahneleri, Cooper’ın kıyamet öncesi Vault-Tec reklam yüzü olmasının yarattığı vicdan azabını ve ahlaki çatışmaları gözler önüne seriyor.

Hank MacLean

Lucy’nin babası Hank, dizinin açılışında kızına prensesler gibi bakan, yüzeydeki sefillerin aksine ona Vault 33’te güvenli bir gelecek sunan idealist bir yönetici profili çiziyordu.

Sığınağa yapılan kanlı baskında Moldaver tarafından kaçırılmasıyla işler değişti. Sezonun büyük bölümünde fiziksel olarak ortalarda görünmese de hem Lucy’nin onu kurtarma motivasyonu hem de diğer oğlu Norm’un sığınak içindeki dedektifliğiyle hikâyenin merkezinde kalmayı başardı.

Norm’un yaptığı araştırmalar, tüyler ürpertici bir gerçeği gün yüzüne çıkardı; Vault 32 ve 33’ün tüm yöneticileri, babası Hank de dahil olmak üzere, aslında dondurulmuş yöneticilerin gizlendiği Vault 31’den geliyordu.

Lucy, babasını nihayet Moldaver’ın üssündeki bir kafeste bulduğunda olaylar çözülmeye başladı. Cooper Howard’ın bakış açısından izlediğimiz flashback sahneleri, Hank’in bombalar düşmeden önce Vault-Tec’te çalışan sadık bir asistan olduğunu kanıtladı. Ancak asıl sarsıcı gerçek çok daha derindi.

Yıllar önce Lucy’nin annesi Rose, Vault 32’nin suyunun çekilmesinden şüphelenip yüzeyde yaşamın devam ettiğini keşfetmişti. Hank bu durumu inkâr etse de Rose, çocuklarını alıp Shady Sands’in huzurlu komününe kaçmıştı. Hank ise onları bulup çocukları zorla geri götürmekle kalmadı, karısının sığındığı kasabayı nükleer bombayla yok etmişti. Bu acımasız hamle, Rose’un vahşi bir ghoul’a dönüşmesine yol açmıştı.

Finalde Brotherhood of Steel ve Ghoul’un da dahil olduğu büyük bir kargaşa sırasında Hank serbest kaldı. Yerde yatan bir Şövalye’nin Power Armor zırhını çalan “örnek baba”, karanlığın içine doğru uçarak kayıplara karıştı.

Maximus

İlk sezonun belki de en çalkantılı karakter gelişimini Maximus yaşadı. Çoğumuzun çoktan tahtalıköyü boylayacağı post-apokaliptik toz bulutu içinde, o bir şekilde hayatta kalmayı başardı.

Diziye Brotherhood of Steel içinde hor görülen bir aday olarak başladı. En yakın arkadaşı Dane, Şövalye Yaveri rütbesine terfi ettikten hemen sonra şüpheli bir şekilde sakatlanınca, Maximus bu boşluğu doldurdu. İlk görevi, Şövalye Titus’un yanında, Lucy’nin de peşinde olduğu Enclave bilim insanını bulmaktı.

İkili, vahşi bir Yao-Guai ayısının saldırısına uğradığında kader ağlarını ördü. Titus ağır yaralanıp acil yardıma ihtiyaç duyduğu anlarda bile Maximus’u aşağılamayı sürdürünce, kendisi de onu kaderine terk etmeyi seçti. Dürüst olmak gerekirse, Titus o tavrıyla bunu biraz hak etmişti.

Sahipsiz kalan Power Armor zırhını giyen Maximus, görevi tek başına tamamlama kararı aldı. Filly kasabasında Lucy ve Ghoul ile ilk karşılaşmasını yaşadı ama Lucy elinden kaçtı. Bu aşamada, Titus’un kimliğine bürünen Maximus, ondan herhangi bir şekilde dayak yiyen Thaddeus’u yaver olarak seçti.

İkili, bilim insanının kafasını ele geçirmeyi başardı, hatta aralarında beklenmedik bir dostluk bile gelişti. Ancak Maximus kendini rahat hissedip gerçek kimliğini itiraf ettiğinde işler tersine döndü. Duruma öfkelenen Thaddeus, zırhın füzyon çekirdeğini çalarak Maximus’u o metal yığınının içinde yavaş ve acılı bir ölüme terk etti ve kafayı alıp kaçtı.

Neyse ki Lucy onu o halde buldu ve Thaddeus’un peşine birlikte düşmek üzere anlaştılar. Vault 4’teki garip maceraların ardından Thaddeus’u tekrar yakaladılar. Ancak Brotherhood güçleri tepelerine binince Maximus, hem Lucy’nin hem de artık bir ghoul’a dönüşmeye başlayan Thaddeus’un kaçması için geride kalıp kendini feda etmeyi seçti.

Brotherhood ordusuyla birlikte Moldaver’ın üssüne yapılan nihai saldırıya katılan Maximus, savaşın sonunda büyük bir yanlış anlamanın öznesi oldu. Birlikler, Moldaver’a ölümcül vuruşu yapan kişinin o olduğunu sanınca, tezahüratlar eşliğinde hemen Şövalye ilan edildi. Maximus için bu perde, halkın isteğiyle gelen bir terfiyle kapandı.

İşte ikinci sezon öncesi ana karakterlerin son durumu ve eylemleri böyle. Bu sefer tüm yollar New Vegas’a çıkıyor ve bizi nelerin beklediğini görmek için sabırsızlanıyoruz.