Derry’ye Hoş Geldiniz: 1. Sezon 1. Bölüm Değerlendirmesi
IT: Welcome to Derry İnceleme
Stephen King’in IT (O) romanı, pek çok King hayranına göre yazarın en etkileyici eserlerinden biri. Hatta bazıları, IT’i en üst sıraya yerleştirmekten çekinmiyor. Farklı zaman dilimlerinde geçen karakterlerin, palyaço kılığına girmiş bir varlıkla verdikleri savaş, hem korkutucu hem de mükemmel karakter analizlerine sahiptir. King, tarihin iki ayrı dönemine ışık tutarken, özellikle çocukların ve ebeveynlerin kayıtsızlıklarının ne gibi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor.
Andy Muschietti’nin yönettiği ve iki parçaya bölünen IT filmi, bu özel eseri ilk filmde başarılı bir şekilde sinemaya taşımayı başardı ve önemli gişe başarıları elde etti. Hikaye tamamlanmış olsa da, projeler bununla sınırlı kalmadı; sonuçta anlatılacak pek çok malzeme mevcut. 27 Ekim’de HBO Max’te başlayacak olan IT: Welcome to Derry dizisi de tam bu noktadan doğuyor.
Örümcek’in Kalbine İlk Adım
Pennywise’ın 27 yılda bir uyanarak yarattığı dehşetin köken hikayesini irdeleyen IT: Welcome to Derry, aynı zamanda romanda kendine yer bulamayan birçok önemli olayı da kapsıyor. Dizi, ilk bölümde 1960’lı yıllara gidiyor ve Derry kasabasındaki çocukların efsanevi korku deneyimleri ile dolu bir dünyaya adım atıyoruz; bir çocuğun 4 aydır kaybol olduğu bilgisiyle extra bir gerilim yaratılıyor. IT: Welcome to Derry, başlangıçta benim gibi birçoğuna ‘romanın formülünü tekrar eden bir ticari yapım’ olarak görünüyordu. Fakat paylaşılan tanıtım içerikleri, çocukların palyaço Pennywise ile yüzleştiği bir senaryo sundu. İlk bölümde aynı düşüncelerin doğruluk payı olduğunu düşündüm, ta ki final sahnesine gelene kadar.
Bölüm, pek çok izleyici için ciddi bir rahatsızlık hissi yaratabilecek bir açılışla karşımıza çıkıyor. Kasabayı terketmek isteyen bir çocuğun Pennywise’ın tuzağına düşmesi ile başlayan ve her geçen dakika gerilimin arttığı oldukça kanlı bir ilk sahne mevcut. Jason Fuchs’ın, Muschietti ile birlikte yazdığı senaryoya göre, ilerleyen dakikalarda gördüğümüz farklı Pennywise figürleri, filmlerdekilerden daha acımasız bir tavır sergileyecek gibi görünüyor.
Yeni ekip, ailevi sorunlar yaşıyor; bazı karakterler büyük kayıplarla başa çıkmaya çalışıyor ve bazıları kendileri olmaktan çıkarak başka birinin kılığına girmek zorunda kalıyor. Çocukların daha özgür dünyası, yetişkinlerin acımasız ve kayıtsız gerçekliği ile çatışıyor. Her ne kadar Pennywise görünürde olmayıp gölgesinde saklansa da, avlarını bu çatışma üzerinden tuzağına çekiyor. Kısacası, formül pek de farklı görünmüyor. Ancak Andy Muschietti, pilot bölümdeki hikayenin derinliklerine inmeyi planladıklarına dair ipuçları veriyor, bu da benim tahminimi doğruluyor. Görülen o ki sezon, sadece çocuklarla Pennywise arasındaki kovalamaca ile sınırlı olmayacak ve derinliklere inecek.
Bütçenin Hakkını Vermek
IT: Welcome to Derry, yeni çocukların yaptığı casting ile dikkat çekiyor ve Muschietti’nin oyunculuk yönetimi, ilk bölümde önemli bir rol oynuyor. 60’ların pastel estetiğinde yapılan çalışmalardan, kostüm tasarımlarına, set tasarımlarına ve müzik seçimlerine kadar oldukça titiz bir dünya yaratıldığı hemen göze çarpıyor.
Kasabada nükleer savaş korkusunun hâkim olduğu bir atmosfer var. Amerika ve Rusya’nın, 3. Dünya Savaşı’nı başlatma ihtimali, çocukların gündelik sohbetlerine bile yansıyor. Irkçılığın zamanın ruhuna uygun bir şekilde sokağa yansıdığı bir dönemdeyiz. Stüdyodan gelen bilgiler, bu sezonun romanda yer alan ancak filmde göremediğimiz geçmişten önemli felaketleri de ele alacağı yönünde. Roman hayranları için bu harika bir haber. Romanın Mike Hanlon’un büyükbabası Leroy Hanlon, dizinin ana karakterlerinden biri olacak ve bize kasabanın karanlık yüzünü ve Stephen King’in Macroverse evrenine dair hikayeleri sunacak. Bu bölümde, askeri geçmişe sahip Leroy’un kasabaya gelişini ve Derry’nin gerçekleriyle yüzleşmesini izleme fırsatını buluyoruz. Gözlemlere göre, Leroy üzerinden, Kara Kule gibi daha geniş bir evrene de bağlanabiliriz.
Sessiz Pennywise’ın Çiftesi
Bu arada bölümün hikayesine dair fazla detay vermemek gerektiğini düşündüm, çünkü söyleyeceklerim izleme deneyiminizi mahvedebilir. Açılış sahnesi, karakterlerin karmaşık ilişkileri, kasabanın ruh hali ve Pennywise’ın gizli oyunlarıyla ilerliyor. Anlatım tarzının ağır ilerleyişi bazı izleyicilere sıkıcı gelebilir; ancak bu tercihin nedenleri, finalde anlaşılıyor ve her şey yerine oturuyor.
Kısacası, IT: Welcome to Derry, bir saate yaklaşan ilk bölümde görsel ve işitsel olarak yüksek kalitede kendini gösteriyor. Özellikle çocuk oyuncuların performansları ile dikkat çeken bir dizi. Gerilim yavaşça tırmandığı için izleyici dikkatli olmalı; çünkü ilerleyen bölümlerde birçok yanıtsız soru ve ipucu var. Özellikle, 1962 tarihli “The Music Man” filmine yapılan göndermeyi kaçırmayın! Bekleyin ve görün!
IT: Welcome to Derry’nin ilk bölümü tüm unsurlarıyla sağlam bir temele oturuyor. Acele etmiyor, karakterleri ve olayları zamanla inşa ederek hikaye için tahminlerde bulunmamızı sağlıyor. Çocuk oyuncuların etkileyici performansları, 60’lar havası ve Stephen King’in Macroverse evrenine dair ilk izlenimler burada yer alıyor.
