
Chris Evans ve Anya Taylor-Joy, Aktif Bir Yanardağda Çekilen “Sacrifice” Filminde Neler Yaşandı? – Haberler
Toronto Film Festivali’nde prömiyer yapacak olan film, şöhret, inanç ve dönüşüm temaları üzerine görsel açıdan etkileyici bir alegori sunmaktadır.

Chris Evans ve Anya Taylor-Joy, Romain Gavras’ın yönetmenliğini üstlendiği ve Will Arbery ile birlikte yazdığı “Sacrifice” filmi için kamera karşısına geçti. Çekimleri Yunanistan’ın Santorini adasında ve Bulgaristan’daki mağaralarda gerçekleştirilen film, etkileyici hikâyesinin yanı sıra aktif yanardağlarda yapılan çekim süreciyle de dikkat çekiyor. Evans, her sabah sete gitmeden önce yanardağın zirvesine yapılan yürüyüşleri “dünyanın ihtişamına karşı büyüleyici bir deneyim” şeklinde tanımlarken, Taylor-Joy bu süreçte doğayla yeniden bağ kurma fırsatı bulduğunu ifade ediyor.
Filmde Evans, hayatının en parlak döneminde olan ancak babasının ölümünden sonra varoluşsal bir krize sürüklenen bir film yıldızını canlandırıyor. Anya Taylor-Joy ise Joan adında karizmatik ve radikal bir lider rolünde karşımıza çıkıyor. Joan’ın liderliğindeki tarikat, Evans’ın karakterini bir kehaneti yerine getirmek için yanardağa kurban etmeyi planlıyor. Ancak hikâye, yalnızca bir kurban anlatımı değil; şöhretin, egonun ve kontrol yanılsamasının sorgulandığı derin bir dönüşüm hikayesidir. Evans, “Yanardağ, teslimiyetin ve özgürlüğün sembolü. Gerçek kurtuluş, para ya da güçte değil; kendimizi tanımladığımız şeyleri bırakmakta.” diyerek filmin metaforik katmanlarını özetliyor.
Yıldızlarla dolu kadroda ayrıca Vincent Cassel, Salma Hayek Pinault, Sam Richardson, John Malkovich ve müzikal performanslarıyla Charli XCX yer alıyor. Filmin gala atmosferi, çevrecilik temalarını iç içe geçirerek absürd komedi ve dramatik gerilimi harmanlıyor.
Evans, bu projenin kendisi için özel bir anlam taşıdığını vurguluyor: “Bazen filmler ruhunuza dokunur. ‘Sacrifice’ tam olarak öyle bir deneyim oldu.” Taylor-Joy ise filmin, iklim değişikliği kaygılarını sanata dönüştürme konusundaki katkısını dile getiriyor. Taylor-Joy, hikâyenin kendisini derinden etkilediğini belirterek, “İklim değişikliği kaygılarım nedeniyle partilerde moral bozucu birine dönüşüyordum. Senaryo elime geçtiğinde, büyük duygularla başa çıkmanın yolu buymuş dedim: Sanat üretmek. Sonucu değiştirmese de size başka bir nefes alanı açıyor.” ifadelerini kullanıyor.
“Sacrifice”, 6 Eylül’de Toronto Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapacak ve şimdiden eleştirmenler tarafından merakla beklenen yapımlar arasında yer alıyor.