Skin Deep: Tamamen Absürt ve Bayıldım!

Henüz düzgün bir gaming PC’m ya da bir Steam hesabım yokken, o zamanlar bir arkadaşımın bana bazı oyunlar yolladığını hatırlıyorum. O olay üzerinden on yıldan fazla bir zaman geçti, ama o paketten başlattığım ilk oyunu hâlâ unutamıyorum. Oyun, Thirty Flights of Loving isimli ilginç bir oyundu, geliştiricisi ise daha önce hiç duymadığım bir stüdyo olan Blendo. Oyun dünyası beni, deneysel yapısı ve tuhaf karakterleriyle şaşırtmıştı, ama aklımda kalmayı başardı. Oyunlar gelir geçer, hafızamızda yeni oyunlar için alan açılır, ama bir Blendo oyununu asla unutamazsınız.

On yılın üzerine, Blendo’nun hâlâ unutulmaz oyunlar yaptığını görmekten mutluyum. En son oyunu Skin Deep, 30 Nisan’da PC için piyasaya çıkacak. Üç yıl önce ilk duyurulduğunda projesi dikkatimi çekmişti ama ne olduğu konusunda bu zamana kadar pek fikrim yoktu. Bugünkü Annapurna Interactive Showcase’deki çıkış tarihi duyurusundan önce, yeni Steam Next Fest demosunu denedim. Memnuniyetle bildiririm ki Skin Deep, günümüzde benimle kalmaya devam eden Blendo oyunları kadar tuhaf ve çekici.

Kafaları tuvalete at

Skin Deep, Nina Pasadena adında bir karakterin etrafında dönen birinci şahıs gizlilik aksiyon oyunu (eğer bir türe sokacak olursam) olarak karşımıza çıkıyor. Eskiden büyük bir ödül avcısı olan Nina, şimdi sigorta borçlarını tahsil ediyor. Şirketinin gemileri uzay korsanları tarafından alınınca yeniden aksiyon alıyor. Şimdi, düşmanlarını etkisiz hale getirip, kafalarını koparıp tuvalete atarak ve kutular içinde sıkışmış konuşan kedileri kurtarmak için özel becerilerini kullanması gerekiyor.

Evet, bu kesinlikle bir Blendo oyunu.

Öncelikle basit şeylerle başlayalım. Bir hızlı eğitim sırasında gemiyi nasıl gezip, etkileşimde bulunabileceğim her nesne üzerindeki yazıları okumamı sağlayan bir tarayıcıyı nasıl kullanacağımı öğreniyorum. Kısa bir süre sonra birkaç nesneyi almayı ve fare çarkımla arasında geçiş yapabileceğim bir envanterde saklamayı öğreniyorum. Kitaplardan elma çekirdeklerine, anahtarlıklara kadar her şeyi alabiliyorum. Bu kısa demo sırasında en iyi silahım, mermiler yerine fırlatma kolum oldu.

Kalbimi yeniden başlatmak için nasıl iyileşeceğimi ve bir defibrilatör nasıl kullanacağımı öğrendikten sonra, arkamda duran bir korsanın bulunduğu bir banyoya giriyorum. Yanımda bir paket karabiber var. Bunu alıyor ve nişan alıp fırlatıyorum. Adam bir anda sersemliyor, bu yüzden sırtına atlayıp onu sabun dispenserlerine gibi nesnelere yönlendirmek için fırsat buluyorum. Sağlığı düştüğünde tam ölmemiş oluyor. Korsanlar öldüğünde kafaları düşüp yeniden doğma noktasına uçup geri geliyor. İşi bitirmek için kafasını koparıp tuvalete atıyorum ve uzay boşluğuna gönderiyorum. Cesedinden bir anahtarlık alıyorum ve yeni bir kedi mürettebatı kurtarıp onunla kısa bir sohbet yapıyorum.

Tuhaf gelebilir, ama Skin Deep düşündüğünüzden daha kolay anlaşılıyor. Aslında birkaç odada dolaşan korsanları etkisiz hale getirmem, kedileri kurtarmam ve bir kaçış poduna ulaşmam gereken bir dizi kısa kurtarma görevine bölünmüş durumda. Bu süreçte ilginç olan şey, Skin Deep‘in aslında komediyle harmanlanmış mini bir immersive sim olarak işler yapıyor olması.

Bir odada, bir korsanı önüne bir muz fırlatarak etkisiz hale getiriyorum. Tabii ki, muzun kabuğuna kayıyor ve onun zayıf anında onu yakalayıp kafasını bir çöp tahliye kanalına döküyorum. Başka bir görevde bir korsanın sırtına atlayıp onu bir cam pencereye çarpıp dışarı gönderiyorum (neyse ki koruyucu bir kıyafetim var ve dışarıda özgürce uçabiliyorum). Oynadığım karşılaşmalar kısa ve sadece birkaç odada gezinmekten ibaret, ancak tamamlanması gereken tek bir lineer bölüm değil. Bunun yerine, geminin farklı bölümlerine sızmak için havalandırma deliklerinden geçebilirim, bulduğum eşyaları alabilir ve dolaşan korsanları dilediğim şekilde alt edebilirim. Gemilerin tasarımı da bir ölüm playground’u. Yakıt hatlarının ateşlenmesine ya da düşmanları elektrikli tuzaklara yönlendirmeye neden olabilecek yollar var. Eğer bu ölümlü durumlar etkileyici olmasaydı kötü olurdu, ama Blendo’nun imzası olan kutu görseller ile harika bir şekilde tasarlanmış.

Henüz Skin Deep üzerine çok az şey deneyimledim, ama türüyle yaratıcı bir şekilde oynayan başka bir eğlenceli ve tuhaf oyunun ortaya çıktığını görmekten mutluyum. Blendo, sanki “ana akım” çıkma oyununu yapıyor gibi görünüyor; Quadrilateral Cowboy’daki karmaşık yapıdan uzaklaşıp tarzını bir gizlilik aksiyon oyununa taşıyor. Sonuç olarak, Hotline Miami ile Prey arasında tarif edilemez bir çapraz oyun yaratıyor; kediler ve düşen nesnelerle dolu. Thirty Flights of Loving hâlâ kafamda kalırken, artık Skin Deep‘in yan komşum olacağını şimdiden hissedebiliyorum.

Skin Deep 30 Nisan’da PC için piyasaya çıkıyor.