
Jurassic World: Yeniden Doğuş Üzerine İnceleme
Jurassic World: Yeniden Doğuş İncelemesi
Dinozorların popülaritesi son 30 yılda azalmış durumda. Steven Spielberg’ün 1993’te Michael Crichton’ın ünlü romanını beyazperdeye taşıdığı Jurassic Park, bu tarih öncesi yaratıkları yeniden sahneye çıkarmıştı. Ancak bu film sonrasında gelen yapımlar, genellikle bu yüksek standartların altında kalmıştı. Spielberg, 90’ları yansıtan macera ruhu ve dönemin pratik efektleriyle bir klasik oluşturmuştu, fakat sonrasındaki filmler bu standardı tutturamadı.

Chris Pratt’ın başrolünde olduğu Jurassic World devam üçlemesi de bu geleneği sürdürdü; Jurassic World: Hakimiyet, seriye büyük bir darbe indirmişti. Ancak gişede yine sağladığı başarıyla, ‘köklere dönüyoruz’ sloganı ile yeni bir üçlemenin ilk filmi karşımızda: Jurassic World: Yeniden Doğuş!
Yeniden mi Kopyalanıyor?
Jurassic World: Yeniden Doğuş, 2014’teki Godzilla ve oldukça sevilen Star Wars: Rogue One’ı yöneten Gareth Edwards’a emanet edilmiş. Senaryo ise Hollywood’un en büyük gişe filmlerinin yazarlarından David Koepp’e ait. Başrollere Scarlett Johansson, Jonathan Bailey, Rupert Friend ve Mahershala Ali yönlendirilmiş. Ne fazlası, ne eksiği; bu tamamen bir Hollywood gişe filmi. Peki, gerçekten köklere dönüş yaşanmış mı ve adında hakkını verebilecek bir yeniden doğuş söz konusu mu?

Film, tıpkı önceki Jurassic World üçlemesinde olduğu gibi, kâr peşindeki büyük şirketlerden birinin dinozorlara göz dikmesi ile başlıyor. Son film Hakimiyet sonrası, dinozorlar modern dünyada var olma mücadelesi vermekte ve birçokları yok olmuş. Ancak Antarktika civarındaki eski bir araştırma merkezi, hâlâ güvenli bir sığınak. Açgözlü bir ilaç şirketi, bu adadaki dinozorlardan kan örneği almak istemektedir. Eski bir özel güvenlik üyesi olan Scarlett Johansson, ‘Ama dinozorları kendi doğal ortamlarında göreceksin’ vaadiyle kandırılan uzman Bailey, şirket temsilcisi Friend ve Johansson’ın eski dostu paralı asker Mahershala Ali, birlikte okyanusa açılıyor.
Eski Tas, Eski Dinozor
Jurassic World: Yeniden Doğuş’un en belirgin hatası, ‘Köklere dönüyoruz’ diyerek aslında orijinal Jurassic Park filmini tekrardan yaratmaya çalışması. Bu filmdeki karakterlerin yalnızca varlıkları, orijinal filmdeki duygusal bağların bir kopyasını yansıtmak için tasarlanmış. Manuel Garcia-Rulfo ve genç oyuncu Luna Blaise, yazılı karakterlerini canlandırmak için kendi yetenekleriyle iyi bir performans sergileyebiliyorlar ama hikayenin temelsizliği, filmin içtenliğini sorgulatıyor.

Scarlett Johansson ve Mahershala Ali’nin karakterleri de maalesef inandırıcılıktan uzak. Jonathan Bailey’nin idealist doktoru ve Manuel Garcia-Rulfo’nun cefakar babası, yan karakterlerden olmalarına rağmen kadronun en dikkat çeken isimleri. Yeniden Doğuş, orijinal filmin sunduğu gerilim ve hayatta kalma yolculuğunu sınırlı da olsa sunmayı başarıyor. Yeni mutant dinozorlar görsel olarak etkileyici ve gerilim yaratma konusunda başarılı. Bu bağlamda, filmin başlangıcında gördüğümüz ve ‘Prometheus Xenomorph’ dediğim son boss dinozoru da cabası.
Yönetmen Edwards, T-Rex’in tehditkarlığını başarıyla perdeye yansıtıyor.
Orijinal romanda yer alan ve ilk filmde bulunmayan o meşhur sal sahnesi filme entegre edilmiş. Yönetmen Edwards, T-Rex’in korkutucu ve zeki yanlarını ekrana yansıtmada oldukça başarılı. Dürüst olmak gerekirse, aksiyon sahnelerinde gerilim inşasında Edwards’in becerisi takdire şayan. Sal sahnesi, filmdeki kritik anları ve kanatlı dostumuzun yumurtasıyla tırmanma sekansları hem görsel olarak tatmin edici hem de gerilim dolu. Alexandre Desplat’nın müzikleri ile birleşince, özellikle aksiyon sahneleri büyük keyif veriyor. Ancak filmde bu kadarla kalıyor.
Her Şey Aynı Cephede
Jurassic World: Yeniden Doğuş, ilk filmin formülünü neredeyse bire bir takip ediyor. Açgözlü iş insanları, dinozorların doğal ortamları, ‘son bir iş, sonra bırakacağım’ diyen karakterler ve ailesel temalarla eklenen yeni karakterlerle dolu. Film, geçmişteki felaketlere benzer bir motivasyonla devam ettirilmeye çalışıyor.

Açgözlü iş insanlarının neden olduğu felakete dönüşen olaylar silsilesiyle devam eden bir hikaye, bu samimiyetsiz, yapay ve zaman zaman sıkıcı yapısı nedeniyle eleştirilmekte. Belirgin olan tek neden, filmin kalitesiz yapısını sürdürmekte olan bir motivasyon.
Jurassic World: Yeniden Doğuş, teknik açıdan dikkat çekici bir gişe filmi. Görsel olarak tatmin edici, yeni mutant dinozorlar ilgi çekici ve gerçekten tehditkar, espriler genel olarak yeterli. Fakat 2 saat 15 dakika boyunca izlediğiniz hikaye, seriyi zorla sürdürmek için ilk filmin tekrarından ibaret, yüksek bütçeli bir popcorn filminden fazlasını sunamıyor. Yalnızca aksiyon ve dinozor görmek istiyorsanız, belki de bu yeterli olacaktır!