
Bravely Default HD Remaster: Switch 2’nin Fare Kontrolleriyle Parti Potansiyelini Keşfedin!
2012’nin Bravely Default oyununu tanımlamak zorunda kalsaydım, aklıma gelecek son kelime “parti oyunu” olurdu. Aslında, Nintendo 3DS RPG’si tam anlamıyla anti parti oyunu. Uzun, karmaşık bir macera ve üstesinden gelmek için büyük bir sabır gerektiriyor. Bu nedenle, Switch 2’nin yaklaşan sürümü Bravely Default: Flying Fairy HD Remaster için demo oynadıktan sonra aklımdan geçen ilk düşünce, Nintendo’nun yeni konsolunun parti potansiyelini gerçekten sattığıydı.
Bunun nedeni, RPG’nin bir şekilde değişmiş olması değil; daha çok yeni yan içerikler ile alakalı. Elle oynama için düzenlenen bir demoda, remaster’ın ana menüsünden bonus olarak sunulan iki yeni mini oyunu denedim. Her ikisi de Switch 2’nin fare kontrollerini son derece zeki bir şekilde kullanmak üzere tasarlanmış ve bu da beni geliştiricilerin iki joystick düzeni ile neler yapabileceğini görmek için daha da heveslendiriyor.
Remaster’ı denemek için çok kısa bir zamanım olduğu için, ana oyuna girmek yerine yeni içeriklere atlamayı tercih ettim. Ama merak ediyorsanız, burada bir remake’den çok düz bir remaster bekleyin; büyük bir farkla. Her şey, iki ekranlı oyunu tek bir ekrana sıkıştıracak şekilde yeniden düzenlendi. Aksi takdirde, 3DS’in pürüzlü kenarlarını temizleyen daha pürüzsüz görseller alıyorsunuz. Bu da oyunu, 2021’deki Bravely Default 2 ile daha uyumlu hale getiriyor.
Ama yeter bu sohbetten: Şimdi mini oyunlardan bahsedelim. Denediğim ilk oyun, Luxencheer Rhythm Catch, fare kontrollerine dayalı bir müzik oyunu. Burada sadece müziğin ritmine basarak zamanlamaya çalışmakla kalmıyordum; önceden çıkan baloncukları doğru zamanda patlatmam gerekiyordu. Ekranda bir hat bağlantısı oluşturarak, parmaklarımın o baloncukları tam zamanında kesmesini sağlamak için kaydırma yapmam gerekti. Renkli çiçekler ekranda belirdiğinde, o çiçeklerin üzerine karşılık gelen Joy-con’u kaydırarak tutmam ve ritmi yakalamak için tetikleyiciye basmam gerekiyordu. Ekranda bir hat belirdiğinde, iki kontrol cihazımı da merkezine doğru sürükleyip ritmi tam olarak yakalamak zorundaydım.
Tüm bunlar, harika bir Mario Party mini oyunu gibi hissediyordu. Eldivenimle dikkatli hareket etmem gerekiyordu; çünkü Switch 2’nin fare kontrolleri son derece hassas. Yanlış bir hareket, parmağımı çok yukarı kaydırmama neden olup baloncukları kaçırmaya yol açabilirdi. Bu, geleneksel bir ritim oyunu için zeki bir dönüşüm sunuyor ve yoğun bir RPG’den hoş bir değişiklik yapıyordu.
İkinci mini oyun, Ringabel’s Panic Cruise, fare kontrollerinden daha fazlasını kullanıyor. Burada, hava gemimi bir dizi halkadan geçirmek zorundaydım. Oldukça basit. Gemiyi bir kokpit görünümünden kontrol ediyordum, bir tekerlekle yönlendirme yapıyor ve bir kol ile yukarı veya aşağı hareket ediyordum. Her ikisini de farelerle bağımsızca kontrol edebiliyordum, bu da gemiyi düzgün bir şekilde yönlendirmek için kaydırma yapmamı gerektiriyordu. Bu görev, ekibimin zaman zaman benim kontrol panelimi yönetmemi istemesiyle karmaşık hale geliyordu. Bir noktada, bir sigortayı değiştirmem istendi; ekranın kenarından bir tane alıp bozuk olanı değiştirmem gerekiyordu. Daha sonra, bazı anahtarların çalıştığını kontrol etmem, bir panelde belirli bir numarayı döndürmem ve rahatsız edici sinekleri kovalamak için bir sinek kovucu almam istendi – belki de bir Mario Paint göndermesi. Tabii ki, bütün bunları yaparken gemiyi yönlendirmem gerekiyordu.

Burası biraz Spaceteam’in tek oyunculu versiyonu ile Wii U’nun gizli incisi Affordable Space Adventuresin birleşimi gibi. Birkaç şeyi bir arada yürütmek zorundaydım, böylece görev tamamlamaya çalışırken gemiyi tekrar düzgün bir şekilde yönlendirmek için tamamen komik bir kaos yarattım. Bu sadece küçük bir yan oyun ama iki fare kontrol şemasından geliştirilebilecek yaratıcı potansiyeli gerçekten vurguluyor.
Bu enerjinin parti oyunlarına yansımasını görmek istiyorum. Demomun sonunda, iki oyuncunun bir set Joy-con’u kullanarak ritim oyununu oynamayı deneyip deneyemeyeceğimi sordum. Solu ben aldım, sağ tarafı arkadaşım kontrol etti. Zorluk seviyesini arttıran bir şarkı denedik, bu zorluk ekranda belirleyen taleplerin hızını artırıyordu. Düşünebileceğiniz kadar eğlenceliydi; çünkü ikimiz de diğerinin hareketlerine göre pozisyon almak zorunda kaldık.
Bu iki mini oyunda gerçek bir kooperatif parti potansiyeli olduğu için, bu enerjinin WarioWare gibi serilere yansımasını görmek isterim. Switch 2’nin erken dönemlerinde, tıpkı Snipperclips gibi deneysel oyunlarla karşımıza çıkması ve platformun ne gibi benzersiz özellikler taşıdığını göstermesi beni heyecanlandırır. Şu an için, Bravely Default: Flying Fairy HD Remaster, sevilen bir RPG’ye eklenmiş küçük bir aperatif olarak işinizi görecektir. Bu küçük oyunlar tek başına tekrar almak için yeterli bir sebep olmayabilir ama, lansman gününde keyifli bir ekstra sağlıyor ve hayal gücünüzü erken canlandırıyor.
Bravely Default: Flying Fairy HD Remaster 5 Haziran’da Nintendo Switch 2 için piyasaya çıkıyor.